Leylâ Erbil
Vapurları dolduran güzel hayaletimizdin bizim
Birazdan çarpa çarpa kıyıları dağıtmanın bilgisi
Gergin ve alelade yıkımların çariçesi
Değil miydin yoksul kızların yırtıcılığını kuran
Hangi erkeklik yazılı duvarlara asıldı.
Erkekliği öldürme kurslarının müneccimi
Sürünür “sevgili” eleştirmenlik, kasta kat çıkanların
Öfkeliydin ama hep döndün evlerine
Karanlığı dağıtmak için günleri bölmenin derslerine.
Ben sana Leylâ mı derim oysa hırçındın her aşkta
Mecnun’unu yedin çoktan, Romeo’yu verem ettin
Hırçınlığınla kuruttuğun dilbaz bataklıklara
Ne de olsa ormanlar gitti, bataklıklar kaldı bu yüzyıla.
Olsun hep tuhaflıkları dolaştırdın yakanda
Bir broş gibi, bazen gösterişsiz ama hep ışıltılı
Lebon’da unutulmuş öfke çiçeklerinin yanına
Hegel okumadan seni yorumlayanların yanına
Akşama daha var ya da akşamı atlanmış gecelere damlarken
Sen tüm terk edilmişliklerin ve babası uzun seferde kızların ablası.
Herkesin incindiği yerde mateminin bize hep el uzatması.