DEUS EX MACHINA
001 “Bir başınalığın herkesi.”
Kişinin kovulmuş melekleri olabilir. Ölüm düşüncesi son
damlasını akıtmış içime. Düşünce, sen takıntıdan bir
vücutsun. İnsanın botaniğindeki fobi tohumusun. Sana
keşke akademik bir bıçak çekebilsem. Ama ben iyi
insanım, iyi insanlar öznel çıkarların sonuçlarıdır. Eğer
bir sonuçsan, sebep başkalarıdır Sartre. Ben bütüncül
kahırla düzenli ilişki kurdum. Düzen bir başınalığın
herkesi. Bu yüzden düşüncelerle başa çıkmak için adam
çağırıyorum. Bak, termodinamiğin ikinci yasası ne diyor:
Evrenin bir bölümünde oluşan düzenin bedeli,
mutlaka başka bir bölümünde daha büyük bir
düzensizlik olarak ödenir. İnsan, ailesinin bundan bir
bok olmazıdır. Ödediğimiz bedelin ne olduğunu
düşünürsek, ne olamadığımız her şey baba. Bir teselli
ver, bir teselli ver. Yarattığın mecnuna bir teselli
ver. Teselli ihtiyacımızın yankıları kendi kuyumuzdan
duyuluyor. Belirsizlik içinde yüzüyor olmakla
suçlandığım Bergsonculuk. Belirsizlik karanlıktır alıntı
olarak kalbimden. Uyumlu bir yaratık dünyaya alışamaz.
Önemsiz şeylerin makbul oluşuna alışamaz. Ya
eğlendirir ya sıkar onu uçurumun kenarı. Aşağıda bir
yerde tüm o karanlıklardır, nesnelerin can sıkıntımızla
kurduğu duygusal bağ. Bunaltıcı sıradanlıklar. Kendi
içine bakarak merhum olanlar. Melanko insomnia tranko.
Yine de inanıyorum uyku tutmayan gecelere. Zamanı
tanıyorum birlikte geçirdik çocukluğumu. Evliliğin
cenaze arabasıyla gençliğin sıkıcılığından kaçmak…
Cennetten kovulmadan önce Adem’i tanıyan son insan
Dostoyevski olmak istiyorum. Hepsi kendime tahammül.
Çünkü felsefede canlı her şey birbiriyle uyumsuzdur.
Derinliklerimizde uyumun yok yaşlardan bir gözü. Ama
zaman artık çocukluktan geç. Rahman uyuyor.
Mışıl mışıl bir kimsem oyum.