YASAK

 

defterimde kahve lekeleri geride kalıyor

büyük bir heyecandan bahsedemeyiz ama tutamadım artık hayat itti

yeni sayfalara umutlu koşma durumum yok

bilinir, benim beyazla ezelden beri bir derdim var

yaz kış beyaz giyenlere hiç güvenmem

 

birisini bir daha şiirine almama kararı

ellerimi hafifletiyor

posterlere yakışacak bir erişkinlikte unutuyorum şiir yazmayınca

yasaklı adamı şiirlerime almadıkça

yakalarım beyazlıyor

annem benden razı oluyor

askere gidiyorum

araba alıyorum

hafta sonları görseniz of

bir kahvaltı ediyorum tüm hafta konuşursunuz

 

bu örnekleri sayfalarca yazabilirim

ama daha iyi bir şey yapıyorum

plazalardaki mutsuzluğu dizelerime sürüyorum

bir hafta sonu üç beş keriz alıp karşıma

spotify&netflix üyeliklerimi çıkarıyorum

müşteri ilişkilerini geliştirmek için benden şiir öğreniyorlar

biz de çorbamıza bakıyoruz.

 

ya eskiden ne güzeldi değil mi abiler

şair tütün parası çıkarırdı, sıcak bir kap yemek parası

belki şarap.

 

ne pis bir üçgen

size tütünü ve şiiri yasaklıyorum

belki de solculuğu yasaklamalı sizin gibi tiplere

ben Dubai’ye gidiyorum.

 

neyse efendim ne diyorduk

şiire onu almayınca çok büyük laflar ediyorum

sizce biraz daha dayanırsam

Erdo’yu devirecek –ama demokrasiyle

bir lider olarak ortaya çıkabilir miyim?

belirir mi yanımda bir kadın iki de kurabiye gibi çocuk

zırıllığım, götten veriyor oluşum, tüm şiirleri bir yarrağa yazmış olmam

pardon, kendisinin şiire giriş izni yoktu, değil mi?-

tüm şiirleri bir çift memeye yazmış olmam

memeleri güzel değildi ama ah o omzu ve elleri ve gözleri

unutulur mu?

 

sanırım ben bu işi beceremeyeceğim

dört ay dayandım aslında kapıdan almadım içeri

unuttum da ha

gözüm bir genci kesti, o yaka senin bu yaka benim öpüştük

arabesk cover’ları incitmedi

şarkıcının kıllı göğsünde kayboldu kafam bir ara

ne de güzel kokuyordu adam oğlak

söz verdirdi ona da şiir yazmayacağım

kağıt imzalattı.

eskiden senet imzalardı şairler

çay alırlardı o parayla, patates alırlardı

ben şimdi bir şarkıcının siki kaç cm bunu yazmama sözleri verdiğim kağıtlar imzalıyorum —17

 

sıkıysa sen şair değilsin deyin

yazıveririm hakkınızda bir şiir

Avusturya dağlarında ağlaya ağlaya okursunuz

bakın bu yaşandı

 

hadi artık bırak kendini

bırak gülümse biraz yamulsun dudakların

aklın karışsın dinlensin bir daha karışsın

kelimeleri anla ama sana verdiğim hediyenin bulanıklığına uzunca bak

 

tabii siz anneleri tarafından size emanet edilen adamlara her bakımdan yetersiz gördüğünüz bir geyin şairlik etmesine şiddetle karşısınız ama

dalga geçiyorum bu şiirde evet

kendimle mi hayır

elbette onlarla

şiirden bahsederken siklerini sıvazlayanlarla

yanlarına oturmayalım diye sandalyelerinde doğrulanlarla

bize sarılırken göğüslerini bastırmayanlarla

kendileri iki halter kaldırsa otuz saat konuşmalarına rağmen aylarca spor salonunda yuvarlaklaştırdığımız kalçalarımız hakkında bize tek kelime etmeyenlerle

çok kişiyle dalga geçiyorum bu şiirde

tamam

 

bu da oluyor bak

o yoksa dizelerde-ki yok, koca şiir yazdım, görmediniz mi?-

gevezeleşiyorum hırçınlaşıyorum zenginleşiyorum

azıyorum edepsizleşiyorum içimi kapatıyorum

ya Dubai’ya gidiyorum bu şiir için

yasak masak demeden uçuyorum.

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr