Köstebekleşmek
Boynumu çalıştırırken buldum bir gün kendimi
Asfalta çıkmamayı seçmiştim.
Muntazam değildim zaten, buna sonraları alıştım.
“Zor adam” hikâyelerinde zorluk kısmını beceremedim.
Tasfiyemi sevdim, bozmayı kendimin zikzaklarını
Döndüm doğumevindeki dünya icraatıma
O dili sigaradan ve çaydan sararmış ebeye.
Peki ben bir köstebeği niçin sevdim?
Anlamak zor değil ırkıma, ünsiyetime, sapalarıma girmeden
Biraz annesi öğretmen herkesin hikâyesinde görülebilir
İkinin birinden memur emekliliklerinde
Orta halli bütün acıları bozdurmayı yeğlemek
Babalardan hep nefret edilir
İntihar etmek hep bir proje
Kardeşlere keman öğretilir
“Bütün gün Avm’lerde dolaştım evde yoktum”larda görülebilir
Aile kavgalarının fotoğraf albümlerindeki ihtilalinde
Birinin kafası özenle kesilmiş bazı fotoğraflarda
Çocukların hiperaktivite bozukluğunda,
Karşılarına oturtulan psikiyatristte öğrenilebilir.
Ben bu yüzden sevdim.
Hüznümün ve cinnetimin paralelliğini
Hiç hesapsız bir hizbi
Mao tişörtü giyen kız yağmurun altındaysa anlaşılır
Anlaşılsın diye sonra Mercedes’e kafa atan adam
“Abi, 300000 liraya araba mı olur?” demesi
Bir şeyler öğretebilir.
Bir isyan sadece vitrinleri kırmadan
Kundaklamadan arabaları
Köstebek dedi bunu:
“Hiç hesaplanmamış bir isyanda bantla melankolini”
Bunu kendime tekrarladım.
Öyle üç kere değil, defalarca tekrarladım.
Vazgeçtim anıtlar dairesiyle uğraşmayı
“Aferin Heykellere!” deyip kıçımı kaşımayı,
Salt heykellere ve iktidara karşı olmanın tatlı sularında
Ama sonunda en uzağa işemeyi öğrendim.
Ben, köstebekten öğrendim
Kazmayı ve küreği kırma ihtimallerimi
Köstebek döndü:
“Yalnız değilsin” dedi.
“Herkes en az bir defalığına en başa dönmeli”
İnce bir yağmurun altındaydı sonra
Boyuna boynumu çalıştırırken alıştım kendime.