Mardin-Kızıltepe arasındaki 28 kilometrelik yol. Yokuş yukarı değil, yokuş aşağı iniyoruz. Ben, Çağdaş ve Eyüp. Ya 16 yaşındayım, ya 17. “Şişman” tabir etmekten hoşlandığımız bir arabadayız, Çağdaş kullanıyor ve ehliyeti yok. Silecekler deli gibi çalışıyor çünkü yağmur var. Gürültüsü de var.
Ben ön koltukta oturuyorum. İstasyon’u geçmişiz, Şehitlik’in oralardan bir yerden geçiyoruz, Xurs köyünün yol ayrımına baktığımı çok iyi anımsıyorum. Kalorifer açık arabada, mayıştırıcı bir hava üflüyor içeri. Çok mutsuzuz. Hakiki bir çok mutsuzluk. Ne için olduğunu unutacak, yağmurda bir arabayı devirmek isteyecek kadar çok.
Çalan kaseti, arabanın ibresini, savaşı ve yağmuru hiç unutmuyorum. Bir direksiyonun sağa kırmaması çok şeydir bazan.