MANİDAR TAŞ

 

Konuş.

Söyle bir şey, fark etmez.

Sadece durma öyle çelikten bir yokluk gibi.

Tek bir kelime de olsa seç,   

seni böyle sımsıkı bağlayacak

belirsizliğe.

«Haksızlık»,

«ağaç»,

«çıplak», de.

«Bakarız»,     

«kestirilemez»,

«yük», de.

Senin sesinle, kısa, bağsız bir hayatın

hayalini kuran o kadar çok sözcük var ki.

 

Konuş.

Önümüzde koca bir deniz var

Bizim sona erdiğimiz yerde

deniz başlar.

Bir şey söyle.

«Dalga» de, ki durmayan.    

«Kayık» de, ki batmakta olan

aşırı yükleme yaparsan edatlarla.

«An» de,

ki yardım edin boğuluyorum dediğinde,

kurtarma onu,

«duymadım»,

de.

 

Konuş.

Kelimelerin de aralarında düşmanlık vardır,

rekabet ederler birbirleriyle:

eğer bunlardan biri seni esir alırsa,

bir diğeri seni azad eder.

Çek geceden bir kelime

rastgele.     

Bütün bir gece rastgele.  

«Bütün», deme,

«azıcık» de,    

ki gidebilesin.  

Duygunun

azıcığı

kederin

bütünü

benim.

Bütün bir gece.

 

Konuş.

«Yıldız» de, ki sönen.

Sessizlik azalmaz bir kelimeyle.

«Taş» de,

ki kırılmayan bir kelime.  

İşte böyle, zar zor,

ben de bir başlık koyayım

deniz kenarındaki bu yürüyüşüme.  

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr