kuzeyde, herhangi bir denizle.
Kesin bir yargıya varmadan
Allah’ın nezaketle örülü geçmişine
bakılması gerektiğini düşünürdü
babam
tam olarak bunu söylememiş
olsa da
bir kesin yargıya kanaat getirecek
olduğunda başını önüne eğip
düşünmesinden bunu çıkarırdım
o, yazgıya ve geçmişe
iman eden biri olarak
kimsesizlerin
kimsesi
dediği bir gerçeği
her ne kadar kalbinde
taşısa da
korkularını ve kaygılarını
ustaca gizlemekten kaçınamazdı
biz sakil ve sahih
olanın arasına
sıkışmış kardeşler
kümelenmiş, köşemizde
ormanları ve ırmakları
bozkırlarda ve çorak topraklarda
imtina ile en başa
alıp.
geçmişe ve yazgıya
iman edenlerin
ezeli kavgası
köleliğin korkunç
savunmasında birliktelikle
çıkmasını beklerdik
evlerimizden.
oğlanların şaibeli
galibiyetleri
çetin cümleler kurulmaya
başladığında
anlaşılır ve büyük
kahramanlıklara soyunan
kızlar
aydınlık gelecekler için
sirklerde hayvanların
boyunlarına üzülürlerdi.
kendini keskinleten
gelecek:
Geçmişten*** önümüzde uzanan tarlada
endişe içerisinde, kuzeyde herhangi bir denizle.
*** Bellek ve arzuya aynı “şey”in geçmiş ve
gelecekteki “duygusu” gözüyle bakılabilir.
[Wilfred R. Bion]