dünya bulanık, yabancı bir çehre.
Köpekler havladı
Yaz da geldi sonunda
affın ve mağfiretin sahibi
O, sözünde durmanın
belirsizliği içerisinde
adeta bir baba kudretinin
yarattığı iç sıkıntısıyla
anlatmak istedim
bir heykelin dağılmasını
bir heykelin dağılmasını
ve rahatsızlığın dağını
inmek için çabayla ulaştım
sonuçsuzluğa
her şey tam manasıyla
son bulmuyor
bunu anlamak için kırk
yılını yaşadım dünyanın.
birbirine bağlı her şey
ve ne kadar uzak olduğunu
düşünsem de mesafenin
duyarlılığın kesintiye uğradığı
anlar bir yanılgıyı içerdi.
yakınlaşan sesin tedirginliğiyle
her şeyi tam manasıyla
son buldurmam için
bir “anı adasına” sahip olduğumu
anladım.
iskambil destesinden bir kağıdı
çeker gibi
çektiğim ve içlendiğim bir anı.
galiba insan tüm
gücünü güçsüzlüğünü
örtmek için harcıyor.
odada yalnızlık içerisinde
açığa çıkıyor karanlık
ve insan olmanın kaçınılmazlığı
bir heykel gibi dikiliyor, katı.
bir heykel gibi dağılmışken
kalabalığın beni
endişeye sürüklediği
anlarda oğullarımın ve
kızlarımın sesiyle uyanıyorum
anı, durmadan uçuşan ve sürekli
masaya konan arı gibi
buluşuyor görüntülerde, allahtan.
Dünya bulanık, yabancı bir çehre.