The Man with the Big General Notions

There was a man who said, “Why eat cake when all you want is bread? Why eat frosting when all you want is cake? Why eat cake and frosting when all you want is bread and candy?” The man was accounted very wise, and he thought it was a true account.

When he went to build a house he said, “Why get brick when all you want is HARDNESS?”

So he got a big rough stone

And on top of the stone he put a bone

And on top of the bone he put a box

And on top of the box he put a beam

And the pile stood five feet high

And tottered

 

And then it fell to the ground.

 

And the man said, “Why should I get cement when all that I need is STICKINESS?”

 

So on top of the stone he put some snow

And on top of the bone he put some glue

And on top of the box he put some tape

And on top of the bar he put some gum

And on top of the pile he put molasses

 

And the pile stood six feet high.

 

And the man said, “Why should I shingle a roof when all that I want is SHELTER?”

 

So on top of the pile he put a hat

And next to the hat a big umbrella

And next to that a manhole cover

And next to that a greening tree

And next to that a turtle Shell

 

And the roof was ten feet wide.

 

And the man said, “Why should I get a wife when all that I want is SOMETHING ALIVE?”

 

So into the house he put a dog

And next to the dog he put a cat

And next to the cat he put a fish

And next to the fish he put a snail

And next to the snail a big baboon

 

That stood about four feet high.

 

“And why should I buy a window or bulb when all that I want is LIGHT?”

                               

So next to the dog he built a fire

And next to the fire he put a glass

And next to the glass he put a jewel

And next to the jewel an electric eel

And next to the eel a forest pool

 

which was about twelve feet deep.

 

And the man said, “Why should I buy a bed when all that I want is SLEEP?”

 

So he went to sleep

And the dog went mad

And bit the cat

And the cat ate the fish

And the fish ate the snail

And tree caught fire

And the molasses ran

And the snow melted

And the hat fell down

And the cover fell in the forest pool

And so did the Shell

And so did the gum

And so did the tape

So did the bar

So did the beam

So did the box

So did the bone

So did the glue

So did the stone.

 

Some man.

 

Some house.

 

Büyük, Genel Fikirleri Olan Adam

“Tek istediğin ekmekken neden kek yiyesin? Tek istediğin kekken neden pasta kreması yiyesin? Tek istediğin ekmek ve şekerken neden kek ve pasta kreması yiyesin?” diyen bir adam vardı. Çok akıllı bir adam gözüyle bakılıyordu ona ve o da bunun doğru bir takdir olduğunu düşündü.

Ev inşa etmeye gittiğinde, “Tek istediğin SAĞLAMLIKKEN neden tuğla alasın?” dedi.

Böylece iri, sert bir taş aldı

Ve taşın üstüne bir kemik koydu

Ve kemiğin üstüne bir kutu koydu

Ve kutunun üstüne bir kiriş koydu

Ve bu yığının yüksekliği beş metreyi buldu

Ve sallandı

Ve sonra yere düştü.

 

“Tek ihtiyacım YAPIŞKANLIKKEN neden çimento almalıyım?” dedi adam.

 

Böylece taşın üstüne biraz kar koydu

Ve kemiğin üstüne biraz tutkal koydu

Ve kutunun üstüne biraz bant koydu

Ve çubuğun üstüne biraz zamk koydu

Ve bu yığının üstüne pekmez koydu

 

Ve bu yığının yüksekliği altı metreyi buldu.

 

“Tek istediğim SIĞINAKKEN neden çatıyı padavra ile kaplamalıyım?” dedi adam.

 

Böylece bu yığının üstüne bir şapka koydu

Şapkanın yanına büyük bir şemsiye

Ve onun yanına bir rögar kapağı

Ve onun yanına yeşeren bir ağaç

Ve onun yanına bir kaplumbağa kabuğu

 

Ve çatının genişliği on metreyi buldu.

 

“Tek istediğim CANLI BİR ŞEYKEN neden bir eş bulmalıyım?” dedi adam.

 

Böylece evin içine bir köpek koydu

Ve köpeğin yanına bir kedi koydu

Ve kedinin yanına bir balık koydu

Ve balığın yanına bir salyangoz koydu

Ve salyangozun yanına bir babun koydu

 

Bunun yüksekliği de dört metreyi buldu.

 

“Tek istediğim IŞIKKEN neden o zaman bir pencere ya da ampul almalıyım?”

 

Böylece köpeğin yanına ateş yaktı

Ve ateşin yanına bir bardak koydu

Ve bardağın yanına bir mücevher koydu

Ve mücevherin yanına elektrikli bir yılan balığı koydu

Ve yılan balığının yanına bir orman havuzu

 

Bunun derinliği de on iki metreyi buldu.

 

“Tek istediğim UYKUYKEN neden bir yatak almalıyım?” dedi adam.

 

Böylece uyumaya gitti

Ve köpek çıldırdı

Ve kediyi ısırdı

Ve kedi balığı yedi

Ve balık salyangozu yedi

Ve ağaç alev aldı

Ve pekmez tükendi

Ve kar eridi

Ve şapka yere düştü

Ve kapak orman havuzuna düştü

Ve kabuk da öyle

Ve zamk da öyle

Ve bant da öyle

Ve çubuk da öyle

Ve kiriş de öyle

Ve kutu da öyle

Ve kemik de öyle

Ve tutkal da öyle

Ve taş da öyle.

 

Bir adam.

 

Bir ev.

 

 

Problem in Design

 

what if you like to draw

big flowers

 

but what if some sage has told

you that there is

nothing more

beautiful

 

nothing more

beautiful

 

nothing more

beautiful

 

than a

straight

line

 

what should

you draw:

big

flow

ers

?

straight

lines

?

 

i think

you should

draw

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

big

flow

ers

 

un

til

 

they

be

co

me

 

a

str

ai

gh

t

 

l

i

n

e

 

Tasarım Problemi

 

farz edelim ki sen kocaman çiçekler

çizmeyi seviyorsun

 

ama sana deseydi ki bir bilge

daha güzel

hiçbir şey

yoktur

 

daha güzel

hiçbir şey

 

daha güzel

hiçbir şey

 

dümdüz

bir

çizgiden

 

ne

çizmelisin:

kocaman

çiçe

kler mi

?

dümdüz

çizgiler mi

?

 

bence

senin çizmen

gereken

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

kocaman

çiçe

kler

 

ta

ki

 

olunca

ya kadar

onlar

 

md

ü

z

bir

 

ç

i

z

g

i

 

 

Robert Lax (30 Kasım 1915 – 26 Eylül 2000): New York doğumlu şair. Columbia Üniversitesi’nde eğitim görmüş ve New Yorker, Jubilee ve PAX dergilerinde editör olarak çalışmıştır. Robert Lax, üretken bir şairdir ve çok sayıda şiir kitabı vardır. The Circus of the Sun (1959), New Poems (1962), Dark Earth Bright Sky (1985), Sea & Sky (1965), 33 Poems (1988), Rooster (1991) ve A Thing That Is (1997) başlıca şiir kitaplarındandır. Robert Lax’in minimalist şiirleri, küçük bir kelime havuzunda çeşitlilik ve dönüşüme ulaşır, sayfa boyunca genellikle dar bir sütunda uzanır ve hece bütünlüğünde anlam ve sesi birbirine geçirir. Şiirleri, 1967’de, Stephen Bann editörlüğünde çıkan “Somut Şiir: Uluslararası Bir Antoloji” ve 1968’de Mary Ellen Solt editörlüğünde çıkan “Somut Şiir: Bir Dünya Görüşü” kitaplarına girmiştir. Robert Lax; Nicolas Hubert ve Werner Penzel’ın Why Should I Buy a Bed When All I Want Is Sleep? (1999) isimli filmine ve Michael McGregor’ın Pure Act: The Uncommen Life of Robert Lax (2015) isimli biyografisine konu olmuştur. Şair, 1969’da Ulusal Sanat Konseyi Ödülü’nü almıştır.

Not: Şiirler, Robert Lax’in Love Had a Compass isimli kitabından alınmıştır.

 

Fatma Nur Türk: Ankara, 1988 doğumlu şair. İlk kitabı Kargo Kültü 2016’da yayımlandı. Ted Hughes’un Cave Birds (1978) kitabını çevirdi (Mağara Kuşları adıyla yayın programımızda). Emily Dickinson’dan seçme şiirler kitabı hazırlıyor.

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr