jaluziye karşı kırık cam
seni bugün ellerin olasın diye değil
bana arkadaş olasın diye yazdım
seni kıskandım da bu sefer
fazla uzatmadım
kalabalık olmayacağız bugün
bir ben bir de karşım
ardımızda bir de kırık camları bankaların
bilirim üşüşecekler başına camlar kırılıyorsa
kürt oğlanlar ara sokaklara kaçışacak
cıncık sesleri kırmızı bayraklar
toz ve ambulans
çığlıklar sonra uzatmalı bir sevgili kavgası
sinir krizi ve araba alarmı
kovalamaca sahnesi takip ve kaza
kesik topu ayağına takmış yerde sürüyecek
elinde darbukası roman çocukları
tuttum seni kapa çeneni diye yazdım
kuru sabrın sararmış tırnakların
bölük uykunun ve teneke zeytinin yanına kattım
kovdum seni evlere dağılmanın
baş başa kalmışlığın ve uzun susmaların peşine taktım
bırak kürt oğlanları ana haberlere kalsın
ve cumartesi sürprizlerine roman çocukları da
bir bir konacaksın şimdi kenara
çevirip yüzlerini yüzünü çevirip bana
ben de bilmiyorum üzgünüm
neredeler bana sorma
allah desek ne kolaydı halbuki gene deriz
allah deriz allahın emri
allah deriz baş başa kalmak için muhammet ve ömer
allah muhammet ömer
bir de sen
ne güzel kokuyor ne kadar temiz
baştan kimsesiz baştan ayağa muzaffer
müstakil ve bahçeli
ufak bir kümes saksıda çiçekler
jaluzileri beğenmesek de camları indirmesek
aramıza almasak da okuyucuyu allaha emanet edip
baş başa bıraktıysak da herkesi
karşısında herkesin
yazıl sen gene ey kara yazı
ve ben ton hypocrite lecteur
arkadaşın can yoldaşın bütün hazırlığım
koyult gene sen kahramanlıkları ve eşkiyalıkları
allahın adını anmayı ve devlete celal vermemeyi yazıl
kırık bacağını ve ana avrat üstünü silkelemeyi
kesik ellerini ve kara kara düşünmeyi
paçalarına sıçrayan bulanık suları
ve ay sonunu çıkartamamayı
soldukça yazıl
yazıl yazılacağını karşıma
ve karşısına karşısında karşısından başkasını bulamayanın
geç de yazıl artık bizi yazıldıkça
halkımızın alnına yazılanı.