Restorasyon

 

kendime ne aldıysam ondan verdim sana da

çakılırken duvarda kırılıp kalan çivi

bir mabedin yıkılışından çok sonra yeniden uçuşan

toz taneleri

bazen çay bazen zehir

 

sözlerimiz anlaşılsın diye onlara süs yaptık

ellerimiz yanlış işin ortasında birbirine değdi

aynaya haddinden fazla bakarsan o da sana ba-

çirkin dizeler geldi geçti bu şekilde hiçbir sözümü

doğru yerde kesmedin

 

sivriydi içime batırıp karıştırdığım sopa

topraktan da çıkar kan onca kurcalarsan tabii ya

dünya da ne aldıysa kendine ondan verir

bazen kabus bazen rüya bazen çünkü

 

kuşlar düşmesin diye hiç uçmasındı sana kalsa

bence hiç düşmesin diye durmasınlardı o da olmaz

vitrinlerde hep uzaklara bakan cansız mankenlerin

ve beni artık zombileştiren led ışıkların ağzı

dişlerimin arasında sıkışıp kaldı

 

geyiğin gözlerinden etkilenip saçmasapan duygulanmış kaplanım

kendine ne almıştır, komedi

ne almıştır kendine, kimseye anlatamaz ki

ne kendine almıştır,

kelimelerin yeri değişince hüsran değişmiyor ki

bazen çay bazen zehir

 

bilgi çağında yazılacak bir sevda şiiri en çok neye benzeyebilir

röntgeni birkaç saniyede data mining, işleniyor, sonuç: iletişim alışkanlıkları

sözlüklerden insanın çıkarıldığı bir çağda

kendime ne aldıysam ondan verdim sana da

ilk öpüştüğümüz yer dünyanın bir yerlerinde

reklam kampanyaları için tüketilmektedir

 

yani kalmadı, kaplanımın ağzı değil gözleri kanla kaplı

iki çeşit yeryüzü arasında sıkışmaktan ve sabah akşam

bir dergiye kapak olmaktan ölesiye korkarak

iyi de oldu işime de yaradı sonuçta hayat dediğin nedir

hayır, bekleme, tanım yaparsam bu zamana kölelik

 

kendime ne aldıysam ondan sana da

bu ne bir sevda şiiri ne de bir şey oldu

çünkü güne elim değerse bozulacak

çünkü mikroskopta parmak izi

çünkü çayı kurutan hava zehri buharlaştırabilir

 

nerde miyim

duvarda kırılan çivi bina yıkılmadan nasıl kurtulacak

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr