polis çevirmesi
taksiden trafikte boğazın medcezirine bakıyorum
annemin saf öyküsündeki kanatlarımı hatırlıyorum
aha da polis çevirmesi kemerim bağlı mı?
neydi o? annemin anlattığı kasaba hikâyesi
Arpaçay’ı kuşbakışı anımsıyorum
hükümet konağı karşısı otel
kıyısı hayat, kıyısı cadde çarşıya açılan
annem oturmuş yere çamurdan ev yapıyor
parmaklarımı gözlerime bastırınca öykü yitiyor
mor çiçekli desenler açılıyor göz kapaklarıma
üçgenler dünyalara yabancı göğe kardeş
yeis kaplıyor kalbimi, kimliğimi yeni değiştirdim
yere yatamam ağbi omurilik felciyim
L1 vertabra kopması sonucu bayrağım
beni intihara sürükleyenlere, su iç kardeşim, derim
saygınlığımı kazanmak için yazıyorum
çöp taşıyorum kamyon kamyon
gökyüzünden düştüğümü biliyorum
gök zarif çocukları da
çiçek dürbünümü ekonomi kırdı
plastik eritme fabrikalarından geçti hükmen
silah kabzası yapımına emredildi
kimsenin canını sıkmaz benim lirik şiirim
gök çok zarif polis bey
ateş etmeyin!
dünya oyuncaklar dünyası değil haberdarım
hava durumuyla ilgiliyim
baharı seviyorum yaş haddinden çaktırmadan
sosyolojik çıkmazlara korsan eylem koyuyorum
hangi ilaç şirketi masum
haliyle parasetemoller leblebi gibi yeniyor açık havada
silah fabrikalarında makinelerden anlayan arkadaşım da yok
baronlar gecelerin girişimci çocukları, gazetelerden okuyorum
faşizm kışa iyileşir, tesellisiyle kapattım sosyal medya hesaplarımı
parmak kaldırmayı sınıfındaki
çocuklardan öğrenmiş miş memur bey
dört kardeşiz gündelikçilikle okuttu bizi
kurgusuz anlatır annem dinlerim
dedemin otelinin önünde oynarken,
sümüklerini sil seni okula götüreyim, demiş büyük teyze
elbiseden bir parça yırtıp temizlemiş ağzını burnunu
ilk kez okula götürmüş
ama kıskanmış derste parmak kaldırmasını
öğretmen döğer seni yaa, diye de kandırmış
parmağını sıranın altına çekmiş annem
öğretmen yanına gidip
yarın babanla gel, deyince
tahtaya kalkıp sınıfta andımızı okumuş
rakının uygarlık olduğu bir masadan geliyorum amirim.