Seccadeye basmak- fiil.
Ben daha doğar doğmaz basmışım seccadeye—
Seccadeye basmak- fiil, dinî saygı uyandıran şeye
tersleniş. Bendeki bu yelteniş iradeye dayanmıyor.
Daha da önceye giderek diyor ki bellek: Seni oluşturan
küçürek yumurta ile beraber doğduğuna göre annen,
ilk durak anneannen, onun karnında olmuş bu işler.
İşte bakın, bilim böyle işler: Demek ki ilk anneannemin
karnında basmışım ben seccadeye— seccadeye basmak,
fiil. Bendeki ibnelik sonradan değil, doğuştan. Hatta
ben daha ana karnında bu ben olmadan— anneannemin
karnından. Daha henüz 0,025 milimetre [ 25 µm ] iken
başlayan terslik— seccadeye basmak, fiil, bendeki
ibnelik sonradan değil— kader. Şeyler ara sıra bize
tuhaflık eder— annem ölmeden önce bir seccade verdi
bana, anneannemin seccadesiymiş. Bu tuhaflıklar var ya
bu tuhaflıklar— birbirine yaklaşan yuvarlak şekillermiş.
Şunu anlayın artık bizden her akşam yeniden kutsala
uyuş— varoluş raporları isteyen üst merci— Devindiren
İdareci, sayın Umum Türkiye Başmüfettişler Müdürü[1]—
hayır, bir sıkıntım yok böyle şekillendiğimden ötürü,
ben daha anneannemin karnında 0,025 milimetre
bir şeyken böyleydim— seccadeye basmak, fiil,
bendeki ibnelik sonradan değil. Benden beklenen
saklanış, hani oluş ama toplumsallaşmayış— o dinî
sakınış. Din hep duygular oldu bende, sahur anneannem,
iftar dedem— dinde hep anıların yolunu izledim. Bana
uyumadan anlatılan masalın devamını sahurda dinledim.
Anneannem annemin bana verdiği seccadede namaz
kılıyormuş anneme hamileyken— 1920’lerin başında
anneannemin karnında annem, annemin karnında ben
annelerle iç içe birlikteyken. Tuhaflıklar birbirine yaklaşan
yuvarlak şekillermiş gerçekten— daha en başta basmışım
seccadeye, okyanusta yüzerken. Seccadeye basmak, fiil—
bendeki ibnelik sonradan değil. Rükûda eğil, korktum,
korkmadım değil, ya secdede bayılırsam— düşünce
gözükürse portakal rengi çiçekli donum, camide
acıklı sonum— seccadeye basmak, fiil. Bendeki ibnelik
sonradan değil. Umum Türkiye Başmüfettişler Müdürü—
bu kadar yükselip gelme aşka. İnanacak bir şey bırakmadın,
anneannemin bizimle aynı evde yaşayan Allah’ından başka.
[1] Müfettişler Müfettişi, Orhan Kemal.