16. Hitap.
Yaşlılığa hitap.
SANKİ RÜYAMDA BİR [ YD ] YAŞLI DAYI
BANA GEÇMİŞ YILLARIMI BİR YABANCIYA
ANLATIR GİBİ ANLATTI DA
− ŞİMDİ DE BEN BÖYLE
O ANLATILANI HATIRLAYARAK ANİDEN UYANDIM.
Rüyanın sonunda dedi ki Nicedir sürgüne giden cennetliler
arasında mahkûmlar yalnızdı*. Sonra ben Kalbim soğuyor,
ne yapmam lâzım diye soruyorum, Yapamazsın bir şey,
soğuma bir olgu, hem mesele yalnızca o değil,
ısı maddeleri etkiler diyor, madde ısı alır genleşir,
ısı verir büzüşür,
− soğudukça hacmi de ufalıyor kalbinin,
şikâyet etme, kalp yaşlılığa hazırlanıyor.
Anladığım kadarıyla yaşlılığa karşı direnmek
istiyorsan en ufak bir [ KB ] Kimlik Boşluğun
olmayacak, [ KT ] Kendinin Temsilcisi olacaksın
her zaman
− ben ( bu yüzden ) teslim olacağım yaşlılığa,
kimlik istemem. Soralım bak Battal’a,
diyecektir ki Ne kimliği? En çiçekli
bahçelerin bir kenarında bir helâ vardır,
neden? Çünkü insan işer.
SONRA GÜNLERDEN BİR GÜN GELMİŞ,
[ ŞA ] ŞATIR AHMET YAŞLILIĞA KARŞI
DİRENMEMEYE KARAR VERMİŞ.
NEYSE ODUR, GELSİN DEMİŞ. ÖĞÜT ARAMIŞ
AMA ÇİÇERO’NUNKİLERDEN BAŞKA DOĞRUDAN
ÖĞÜT DE BULAMAMIŞ.
[ YAŞLILIK ÜZERİNE, ÇİÇERO ]
ŞATIR AHMET : Çiçero’ya [ YB ] Yaşlılığın Bilgeliği
bahsinde hiç katılmıyorum, dünyanın nasıl
zıypak bir yer olduğunu en iyi anladığın
yaş bu yaş diye mi bilgesin, bu mu bilgeliğin?
Çiçero yüce, Çiçero görmüş, Çiçero bilge,
Çiçero akılcı
− tıpkı [ KK ] Kurucu Kimselerden
Boston Brahmanları gibi.
[ We the Boston Brahmins,
It is The Mind that wins,
The Mind, The Mind,
More of The Mind,
The Mind of Boston Brahmins. ]**
Ama bize söylenmeyen şeylerden benim anladığım
Çiçero çişli − bütün [ YD ] Yaşlı Dayılar gibi.
SOĞUDUKÇA HACMİ UFALAN METALİN
ÇIKARDIĞI ÇATIRTILARI KORKMADAN
DİNLEYEN [ YD ] YAŞLI DAYI
− MERHABA.
[ ŞŞ ] Şekil Şemail,
[ KA ] Konuşan Ağız,
[ İA ] İkinci Anlam
− elveda.
Aşk bitiyormuş, aşka elveda. Anlam dolu
insanlardan korkuyorum artık, dostlukları bitiyor,
en ufak [ AB ] Anlam Boşluğunda kaçıyorlar.
Dönüp bakmıyorum, ama yine de o ıslak karakol
kokusunu içimde hissediyorum.
− Elveda,
artık her zamankinden sayıca daha çok [ BB ] Başka Biriyim.
Bir fikrin sınırını artık 100 yıl beklemem, sevmesin beni isterse
[ YO ] Yargı Omurga, yaşlanıyorum.
− Elveda
üstüne güneş vuran anlatı dolu sayfalar, gelmez taşlar
bir araya. Yok alttan almaydı yok hoşgörüydü
düşmüşüm [ ÜKVB ] Üstün Kimlikli Vegan Bireylerin arasına.
− Ki bunlar, [ YO ] Yargı Omurganın en keskin kabilesi.
Burada yaşlılardan başka kimse pişman olmuyor,
sonra bakıyorum kimse yoksulluk bitsin istemiyor.
Anladım cennete kimselerin giremeyeceğini − o her şeyi
daha en baştan doğru bilen − aramızda dolaşarak bize
öğütler veren [YO ] Yargı Omurgadan başka,
The Mind, The Mind, More of The Mind***.
− Elveda birinci lokma daha ağzımızdayken
ikinci lokmayı ağzımıza attıran [ PH ] Pis Hayvan, sana elveda.
Elveda genç erkeklerin birbirinin annesi babası kardeşi abisi
karısı kocası olmak için beraber uyuduğu yatakhaneler,
uyurken birbirini tutan eller. Kimlik denen şeyle savaşımız
daha bitmedi.
[ KT ] KIZGINLIK TOPLUMUNA DENK GELDİ
YAŞLILIĞIM, BU KADAR KIZGINLIĞA DUYGU
DAYANMAZ − OLSUN,
HAZIRLANDIM, HAZIRIM.
Anlatılmadan kalacak o kadar çok şey var ki,
vaktim yetmez, hem onları [ AA ] Aldatıcı Anlatıya
vermek istemem, bulundukları yerden yavaş yavaş
başka bir yere kaymalarına izin vermem.
Dinle bak [ MA ] Morbid Ahmet, öyle güzel insanlar
tanıdın ki onları güzel kılan aramızda bulunan
[ MM ] Minör Mesafelerdi, 24 saat süren
[ KAT ] Karşılaştırmalı Ahlâk Tiyatrosundan
daha boğucu ne olabilir? Ailede olur bak o,
girdiğin an kaçmak istediğin [ KK ] Karşılaştırmalar
Koridoru, art arda normlar.
[ Ağaç iyidir, kütledir, gerçektir ağaç,
düşsel değildir, altına girilir, üstüne çıkılır,
böyle sana doğru kendini hiç kıpırdamadan
gösterişi vardır, içeriden dışarıya bakabildiği
kadar dışarıdan içeriye de bakabilir. ]
Artık her zamankinden sayıca daha çok
[ BB ] Başka Biriyiz, ne çok Ahmet var artık:
onlarca [ SM ] Sosyal Masum,
onlarca [ YM ] Yabancı Madde,
onlarca [ DT ] Dürtüş Tıpıştısı,
hepsini dinliyorum, benim işim bu,
[ HOD ] Hikâyenin Ortasından Diyaloglar.
− Biz ikimiz
[ HÖ ] Hemingway Örgüsüne inanan
[ YR ] Yeni Romantikleriz, kalan son yıllarımızda
bir [ AH ] Altın Hikâyenin tamamlandığını
seninle ben görmeyeceğiz.
_________________________________________
* Bir rüyadan, unutmamak için, kendimi uyandırana
dek tekrarlaya tekrarlaya kurtardığım cümle.
** “Bizler, Boston Brahmanları / Akılla kazanırız savaşımları /
Akıl, akıl / Daha çok akıl / İşte budur Boston Brahmanları.” Bu dörtlük,
Boston’da, 18. yüzyılın ortasında, kendilerini toplumun öncüsü – örnek birer
ahlâk kurucusu sayan, Boston Brahmanları diye anılan yüksek sınıf
seçkinlerinin Mount Auburn Mezarlığı’ndaki “evladiyelik” anıt
mezarlarını gördükten sonra yazıldı.
*** “Akıl, akıl, daha çok akıl”