Korkunun ecele bir şeyi keşke.
İnsan hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi
korkar ölümden
en azından ben öyleyim:
hiçbir zaman ölmeyecekmiş gibi
korkuyorum ölümden
sanki biraz da ölümü düşünürken
henüz ölmemiş olmanın rahatlığıyla
girişiyorum buna
hemen her gün buna girişirim
bir insana girişmekten daha kolay hem.
gün geçtikçe önemsediğim ne varsa
değişiyor. değişmeyen tek şeyim
şudur demek mümkün değil
mesela ses doğal seyri değiştirendir kanımca
oysa sessizlik akışa sadece katılır ve ona asla
dokunmaz. benim en çok üzerinde durduğum
şeyin bu olduğunu düşünüyorsanız yanılıyorsunuz.
bakış için aynı şeyi söyleyemiyorum yalnız
bakışın aklın dışında olduğuna inanıyorum
meteoroloji önemini her sabah yeniden
kazanıyor ve giydiğim ayakkabıların
yıpranmışlığını neye bağlayacağımı
irdeliyorum. tabi bir de ontoloji
varmış sosyoloji falan hiç oralı
değilim olamıyorum. olamayanın ontolojisi
yoktur. olamayanın Allah’ı vardır oysa
ve Allah yardım eder el uzatır
varlık eğri olarak durmaktır ve bir
neden birçok sonucun nedenidir. kalbime
bir defasında sancı saplanmış
buna şahit olan hekim arkadaşım
kas ağrısı olabileceği kanısına varmıştı.
kalbime her sancı saplandığında nedenimi
bulup rahatlıyorum. keşke bütün nedenleri böyle
kolay bulabilsem. haberlerde can sıkıcı
bir şeylerle karşılaşınca kanalı değiştirme
gücüne eşit bir kolaylıkta diyorum ama.
sular bizde günlerce kesik durmadan
derdine düşüyorum. yıkanacak çamaşırlar
bulaşıklar ama neyse ki ev hali ne yapacaksınız
diyebileceğimiz kimselerimiz yok bu ara
bu ara yazdığım şiirin nereye yol
aldığı konusunda saatlerce kafa patlatıyorum
o kadar değil elbette abartmayayım
suların günlerce kesik olmasından daha
vahim bir durum olmadığını tam şimdi
itiraf etmem gerekiyordur belki de.
belki de genişi siyah görüyor olmam da
vardır. çünkü gözlerimi kendimden
ayıramadığım gibi onları bu dünyadan da
ayıramıyorum. bu dünyanın fazlası insanın
müdahalesidir ve genişi siyah görüyorum
ben ekseri.
anlamı anlamıyorum. kalsın.