Söyleşi: Ali Özgür Özkarcı – Nazlı Berivan Ak
160. Kilometre fikri nasıl doğdu, neden yayınevi, neden şiir diye başlayalım isterim?
Aslında sırf şiir kitabı yayımlayalım diye başlamadık. Yakın zamanda başka türlerde, o türleri anlatan başka dizilerle de okur karşısına çıkacağız. Şiirden geldiğimiz için, önceliği şiire verdik. 160. Kilometre’ye gelinceye değin, deneyim kazandığımız bir dergicilik geçmişimiz vardı zaten, bu da Heves dergisiydi. Ama işte Cemal Süreya’nın “Dergiler şiirin atardamarıdır” sözü artık bugün için çok da geçerli değil. Daha ilerde blog yazarlığının yahut bloglarda yayımlanan şiirlerin ya da dergiciliğin, şiirin atardamarı olmaya daha yatkın olduğunu ve bakir bir alan olduğunu düşünüyorum. Bu modernleşmenin içeriğini tartışmıyorum, ama görünen o ki, sosyal medya matbu dergiciliğe olan ilgiyi gün geçtikçe azaltacak. Çünkü sosyal medya geniş bir alan, herkes kendini orada ya şiir yazarak ya blogunda günlük yayımlayarak bir şeklide ifade edebiliyor. Bu da edebiyatın matbu toplanma alanlarını, özellikle dergileri, geriletiyor bence. İnternet dergiciliği bugün en devrimci seçeneklerden biridir, öyle düşünüyorum. Bir de etrafımıza biraz baksak kâfi. Herkes “yaşasın neşeli günler” tadında. Edebiyat da böyle bir şey oldu bir nevi. Biz de ciddiliğimizi kamufle etmek için, yayınevi kurmayı tercih ettik.