Maalesef her yere zeytin diktiler.
— Talking Heads’in ( Nothing but ) Flowers
şarkısına nazire.
Burası artık Umutsuzluğun Everest’i oldu
Tam işte buradaydı linyit ocağımız
Maalesef her yere zeytin diktiler
Zirvede zeytinden başka bir şey kalmadı aşkım
Yıllar önce başımı yasladığımda
Beyaz memelerin ne güzel is kokardı
O güzel anıları bizden aldılar
Ocağımızın kapısına kilit vurdular
Karşı yamaçta Kömür İşletmesi’nin binaları
Yanında yükselirdi Kömür Lojmanları
Hayat ne kadar basitti o zamanlar
Hani alttaki A101’den sana çikolata alırdım
Nasıl da mutlu olurdun bir Ülker Dido’yla
Maalesef her yere zeytin diktiler
Zirvede zeytinden başka bir şey kalmadı aşkım
Neydi o balkonda kuruyan çamaşırların kokusu
— Cennet Kokusu derdi annem
Kocalar gelmeden pencereye çıkardı kadınlar
Bir sisin içinde ne kadar romantikti
— linyitten eve dönen kara bıyıklı kocalar
Aynı sokakta yan yana Migros, Şok, BİM
Şu dört ağacın olduğu yerde Bellona vardı
Maalesef her yere zeytin diktiler
Zirvede zeytinden başka bir şey kalmadı aşkım
Domestos kokulu mendilimin ucu yanıktı
Sana evlilik teklif etmiştim Yataş’ın önünde
Linyit ocaklarına bakardı sıcak yuvamız
Tül gibi bir toz okşardı balkon çiçeklerini
Kömür kamyonları geçerdi sabah erkenden
Havalı kornalar bölerdi sabah uykumuzu
Doğan güneşin ışığında pırıl pırıl uçuşurdu
— meleksi siyah tozlar
Sen gülerek hazırlardın bizi başlayan güne
Maalesef her yere zeytin diktiler
Zirvede zeytinden başka bir şey kalmadı aşkım
Bak şurada Fahriye Abla’nın kocası kömür satardı
Hemen onun yanında Kahve Dünyası
Sen de özlüyor musun orada buluşurduk
Bir tatlı rüzgâr eser— kömür tozunu kucaklardı
Komşu ilde kurulan termik santralini konuşurduk
Hepimiz memnunduk hayatımızdan
Şikâyet nedir bilmezdik eskiden
Sonra birden devran değişti
İzin yok dediler termik santraline
O günler bitti— çocuklar göçtü yaban ellerine
Biz burada kaldık seninle böyle—
Umutsuzluğun Everesti’ndeyiz
Maalesef her yere zeytin diktiler
Zirvede zeytinden başka bir şey kalmadı aşkım