işte senin için bir çalma listesi

 

herkesin kendi kıyameti var

sonu gelmeyen mücadelesi, kırdığı bardak kulpları,

yaktığı elleri var

bir ömrün tazmanya canavarı gibi silip süpürdükleri

ufacık bir tohumla asırlık çınarların başlayacağı var  

all thing all at once

üçyüzaltmışbeş gün altı saatin sonsuza kadar tekrarlanacakken

reklam arasına girmesi ve reklamların sonu gelmemesi var

istersen ekimin üçünde yeni yıl başlatacakken

hep birlikte bir ocakları bekleyesimiz var

kime saydırdınız bu günleri ve nereden bildiniz tüm olup bitenleri

siz allah mısınız benim yansımamda mı barındınız

bir suya eğilip henüz havadayken mi boğuldunuz

tüm camların sesleri var dokunmadan titreyenleri

kırmadan bağıranları var

annenin bir şefkati var gözlerinin içinde

aşkının neyi var

love conquers all

elinde tuttukları var mı

sonraya sakladıkları, bir bazanın altına attıkları

yaşamın belli bir periyodunun en gözde durumu

oksitosinin iktidarlık yürüttüğü günlerin geleceğe hatırası

acizliğin ve yeniden doğmanın

tüm o harap halin, tüm güneşli günlerin biricik itibarı

minicik bir temas ihtimaline esaret ve düşlerin sarhoşluğu

taşikardi sonları ve insomnia başları

lanetler ve yaşadığını hissettiren duygular bütünü

tüm sanat kollarının öne sürülen ilk konusu

belki de dünyanın en iyi malzemesi

en çok satan, tanınan, nesnel ve öznel tüm ögeleri taşıyabilen,

yoğurulabilen, tüm insan dillerine çevrilebilen o şey

flowers in december

 

belki de son dönemde eskisi kadar revaçta bile değil

bir rahibin gözleri kadar iman edeni

cinsiyet rollerini meşgule atmadığın nadir anlardan biri

acının en çekilmek isteneni ve günlerin rağmenleri

ağzı kan gibi demirli bir tatla bırakmak için o kireçli direkleri yalamak gibi

ilişkinin ilk üç ayının illüzyonu ve altıncı senesinin dikiş ipini aramak gibi

geçmesini istediğin o heyecan hali ve beklenmedik parkinson atakları

gel inkara başvuralım ve erosu taşlayalım

insanlık tarihini ve coğrafi kökenleri

bak bu benim bebeklik fotoğrafım’ları çöpe atalım

unut sıkı tutmadığında kaybolanları da inancımızı mahvedelim

tüm ondörtşubatları katledelim

rönesansı oluşturmuş tüm kadınların tablolarına

küpelerinden tırnak şekillerine, korselerinden saç buklelerine

güzelliğe inancımızı kaybedelim

tüm şüphelere gerçek diye yaklaşabilelim

happens to the heart

 

işaretlemediğin tüm yanlış şıklarla doğrularını süpürmeye çalıştıklarında

tüm dünya yalnız o tabloları konuşacak

bilmediğin bir tarihten bahsedecekler, sahi kim biliyor ki bu tarihleri

kime saydırdınız bu günleri ve nereden bildiniz tüm olup bitenleri

siz allah mısınız da beni nereden tanıdınız

herkesin kendi kıyameti var koşturduğu bir olup biteni

ailesi biraz değişik’leri var ne yaşamış ki’leri var

anlatmaya doyamadıkları-libidoları ve

cumartesi akşamları var

if walls could talk

vardır yani

sahi akşam napıyosun?

42

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr