İşte efsanevi şehir hayatı

 

Sen bakma bu kısa bacaklarımla atlar gibi koşturduğuma

Ben külçe gibi durmak istiyorum aslında

Atalarımla bağım kuvvetli

Göbeğimin deliğinden, devraldığım kaç ton karma birden çekiyorum.

Hem de her gün çekiyorum.

Çevremde birkaç milyon insan var üstelik.

Onlar da çekiyor.

Aynen böyledir şehir hayatı, 

beklerken uyuyakalanlar, uyuyamayanlar, ölü bulunanlar, koşarken takılanlar, düşerken ayılanlar, kafası sikilenler, yasak ilişkiler ve daha bir çok fani fuck offlarla,

Şehir hayatı böyledir.

Böylesi de iyidir, böylesi makbuldür.

Lakin, ben mümkün ise emeklemek istiyorum.

Bazı sabahlar masumiyet bir müze olarak aklımı çeliyor, kapısına kadar gidiyor,

Bir sigara içiyor ve içeri girmiyorum.

“Herkes kaderini yaşar” “Nas Suresi” ve bir “Siriuslu”yu aynı masada basıyorum.

Bu skandal karmaşadan bir yolunu bulup ben haksız çıkıyorum.

Çünkü şehir hayatı böyledir.

Haksız çıkartır, borçlu çıkartır, alacaklılık ihtimalini seksi bir biçimde yaratır.

Böyledir.

Ağlayana da ağlamayana da bir meme bulunur. 

Harika bir şeydir.

Lakin benim yüreğim bir kuş gagasıdır şu günlerde,

Affedersiniz, mümkün ise sadece şakır şakır şaklamak istiyorum.

Dünyada ne kadar insan varsa, o kadar da monolog var şüphesiz.

Karşılıklı konuşmak, eski moda bir teferruat artık

İşte şehir hayatı budur.

Herkes konuşur ama dilini yutan kazanır.

Vay be!

İşte efsanevi bir şehir hayatı.

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr