sıradan bir gün.
verdiğin cihazları hiç kullanmıyorum
klavuzları arada açıp okuyorum tabii.
[savunacak çok şey yok | az şey var]
şimdi burada dururuz. sabit olmayan
her fiziksel değer bunu ispatlayabilir.
bak dedim, o her şeyi bilendir
arıza kapağı açılıp içini gösterir.
[bunlar uçup uçup duruyorlar mı]
seni bu alanda tutmak istemiyorum
istersem yapabilirim ama buna gerek yok.
yine de sıradan bir gün için çok şey gerekir.
ilk bakışta yüksek duvarlı bir bahçe.
hiç böyle duvar görmemiştim.
kapıyı açarlar gelir ve gideriz.
[bu hareketi her gün yapmalısın
bununla karın kasları çalışır
kolları geriye doğru gerdirince
omuzlar da çalışır]
kafeslerin kapılarını açarsak
bütün kuşlar uçup kurtulur.
[hiç birinde çok büyük izler görünmüyor]