MANİDAR TAŞ
Konuş.
Söyle bir şey, fark etmez.
Sadece durma öyle çelikten bir yokluk gibi.
Tek bir kelime de olsa seç,
seni böyle sımsıkı bağlayacak
belirsizliğe.
«Haksızlık»,
«ağaç»,
«çıplak», de.
«Bakarız»,
«kestirilemez»,
«yük», de.
Senin sesinle, kısa, bağsız bir hayatın
hayalini kuran o kadar çok sözcük var ki.
Konuş.
Önümüzde koca bir deniz var
Bizim sona erdiğimiz yerde
deniz başlar.
Bir şey söyle.
«Dalga» de, ki durmayan.
«Kayık» de, ki batmakta olan
aşırı yükleme yaparsan edatlarla.
«An» de,
ki yardım edin boğuluyorum dediğinde,
kurtarma onu,
«duymadım»,
de.
Konuş.
Kelimelerin de aralarında düşmanlık vardır,
rekabet ederler birbirleriyle:
eğer bunlardan biri seni esir alırsa,
bir diğeri seni azad eder.
Çek geceden bir kelime
rastgele.
Bütün bir gece rastgele.
«Bütün», deme,
«azıcık» de,
ki gidebilesin.
Duygunun
azıcığı
kederin
bütünü
benim.
Bütün bir gece.
Konuş.
«Yıldız» de, ki sönen.
Sessizlik azalmaz bir kelimeyle.
«Taş» de,
ki kırılmayan bir kelime.
İşte böyle, zar zor,
ben de bir başlık koyayım
deniz kenarındaki bu yürüyüşüme.