Kalibrasyon

 

Geceleri uykumdan bir titremeyle uyanıyorum.

Soğuk terlerim,

Rüyamdaki öcüler,

Sahteliğimin içinde kayboluyorum.

 

Beynimdeki kaygılar beni ele geçirmeye çalışıyor.

Düşündükçe düşüyorum.

Koştukça ölüyorum.

Suyun yüzüne doğru sürükleniyorum.

 

Gözkapaklarımı araladığımda,

Gözbebeklerimde hissediyorum ateşi.

Söyleyemediğim şarkılar boğazımda düğümleniyor,

Boğuluyorum.

 

Kafam çok karışık.

Şu sıralar kendimde değilim.

 

Geçmişim kovaya kaçtı,

Geleceğim hâlâ ellerimde.

Bir ağaç gibi yontuyorum onu,

En derin surlara bırakıyorum.

 

Beyin kıvrımlarımı kucaklıyorum,

 

Adrenalini yüksek dozda aldım,

Adım adım geziyorum sokakları,

Her duvara koku bırakıyorum,

En derin surlarda boğuluyorum.

 

Neden sevmedin beni,

Satırlara bu kadar anlam yüklediğim için mi,

Haklısın, ben de Ahmet Haşim’i hiç sevmem.

İnsan en kolay tanımadıklarını sevmeyebilir.

 

Surlar meselesi. Onu sonraki şiirimde anlatırım.

 

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr