katlı dağları
demlikte havuç suyuna misolu mantar çorba
ve gurbette bir taharet eksikliği.
tükürdüğüm kağıtlarda kimi katlanır, dağlı
kimi dağlanır, katlı
ve döker deri.
çünkü tesisatın ulaşamayacağı seslerimiz
mahkemede bir muhakeme.
‘hep bu osmancılığımızdandır’ diye açıklıyorum her şeyi
‘her şey’ de ne demekse…
vücut bulan can dildir –
yüzyıllar boyu yürünmüş şıllık harfleri.
suretler fısıldanmış kulaklarına bebeklerin
ve hayaletler ölülerin.
konuştuğun şeyin şiirini yazamayacaksan
bırak konuşsun deli/k.
dirilsin aklın karanlığında çekmece ve beyli/k.
yıkılsın babalık, bozulsun yatak.
vursun yine sırtımızdan
zerk etsin aşkını nehir.
tabut taşısın, süt de taşsın
açmasa da papatya taşlar.