Güzel günlerimiz oldu olmadı değil
Seksen yılı bir saat kırk beş dakika etti.
Döndüğü en masum söylencenin
Merceğe döktü resmini.
Yıllar öncesine iyi gelecek sesiyle durmadan bakındığı
Kendine hayret, içine atarak
Hep olduğu hakkında konuştu
Başka kadınların dilinden:
(Kayıt)*
Temizlik bakımından üstün tutarlardı beni.
Çökük omuzlarıyla
Geçmişi ritmin
Dile kolay enkazı, bir parçası fiziğin.
(yanına çiçek sehpasını koydu)
Ben eşlemeciydim, sağı sola, solu sağa eşlerdim. Mesaiden sonra da çarkları temizlerdim. O çarkları döne döne. Döne döne temizlerdik.
(baş parmağıyla yaprağın damarını buldu)
Hayatım böyleydi yavrucum.
Yapabileceğinden fazlasını yapmakla avunan
Avunduğu rakamlar tarihin bir yerinde yaklaşık şöyle
Ya da böyle
Elleri cesaret örneği, karşıtı
Ona kalan hesaplarla oyalandı.
Eşimi fabrikada tanıdım, evlendik. İşimi de eşimi de çok severdim. Güzel günlerimiz oldu, olmadı değil o beni
Şimdi biz iki kadın
Ben ona göre gül yoncası,
Doğru erkekle açılacak bir çiçek.
Hayatım çalışmakla geçti. O zehirli madde eşimi aldı. Bu benim ikinci evliliğim.
Kendini bildi bileli insanın
Arada sesine yabancılaştığı,
Kulaklarını kapayıp hiç aklından çıkmayan,
Gerçeği itiraf etmesi nasıl sayıklama sayılmazdı.
Sakladığının zorlukla seçildiği, yenilgi değil
Ve ikiye ayırdığı bir bütünken,
Ölümler karşısında oturmuş,
Çabuklaşan seslerin
Değişen anlamı var, acıma değil.
Yuttuğu birinin kelimeleri, bilmiyorsun
İkna edilemez hırpaladığı kendisiyle
O bir o.
Bu benim ikinci evliliğim. Şimdi söyleyeceğim orada şey olmasın. Çekiniyorum. Biraz da dul kadınların şeysi şey olur. Öbürü de kalpten gitti.
Bunu kabul etmiyorum,
Bununla
Doğru erkek ve çiçek arasındaki zorunlu bağı,
Açılacak çiçeğin ihtiyacını gülen yüzüne
Susmak zorunda kaldım.
Ben böyle erkeklerimi kalpten kaybettim.
Eviyle başbaşa (sümbül ve menekşe)
Sona hapsolduğu cümlesi neydi, haykırmadı
Küçüldü olduğu dünyanın
Yükseldi çekip çıkardığından.
(iki parmağıyla menekşenin toprağını ufaladı)
Neredeyse sevinerek
İnsana yaşadığından azı kalıyor, ötesi eksildikçe
Dil silik, göz, gözünün önüne getirdiği
Dün, otuz yıl öncesi, yas
İnciler, koca ev ve kocalar,
Bir.
(saksıdaki kuru yaprakları avucunda topladı)
Yüzü tutmuş, bu yüzden
Bir zamanlar sık sık görüştüğü
Gerekliymiş gibi
Birinci kocanın uzak akrabaları
İkinci kocanın yakın akrabaları
İçlerinden birkaç insan çıkar ama bir yanı
Gelecek kuruş bile istemiyor.
Kalan bunları,
Daha iyi görünmek
Daha dik
Daha alımlı
Daha gerçek
Ekranda duran kendisine çeki düzen verdi.
Herkes gitti. Bütün fabrika kapandı.
Anlattığı demek olacaktı ki
Sadece biz bilelim istediği türden gerçeği
(çiçeği güneşe döndürdü)
Benim günüm doldu dedim. Öyle çıktım.
(Kamera kaydı sonu)*
Geride bıraktığı ışığı içeriye taşıdı.
(kuru yaprakları attı)
Doğrulduğu yerde, unutmuş gibi yaptığı tüm o zamanlar
Bir dakika on üç saniye bile etmedi.
Yıllar öncesine iyi gelecek sesiyle durmadan bakındığı
Kocanın itibarına bir çelenk,
Takındığı kendisini kenara koydu.
Hiç olmadığı hakkında konuştu
Başka kadınların dilinden:
İki kocam da az dövmedi beni işe gitmeyeyim, sokağa çıkmayayım diye.
Beni buraya kapattılar ama sokaklar benim şimdi.
* Bazı değişiklikler yapıp içeriğine sadık kaldığım bu kayıt Beykoz Kundura adına yürütülen sözlü tarih çalışması sırasında tutuldu.