Ne kadar var daha? Sorunun cevabı zaman biriminden verilmiştir çoğunlukla. Çünkü soru sahibinin soruyu sorma sebebi daha ne kadar bu mide bulantısını, bu asfalt eriten sıcağı, bu taarruzane motor seslerini duyacağını öğrenme arzusudur. Ne zaman kurtulacağız? Ne zaman huzura ereceğiz? Ne kadar var daha? ‘Böyle’ gidersek aşağı yukarı bir 2 saatimiz var daha. Peki.
‘Böyle’, yani bu hızda gidebilirsek, Allah bu hızda gitmeyi nasip ederse, bayır yukarı çıkarken odun taşıyan bir kamyonun peşine takılmazsak, bildiğimiz yollar görmeyeli değişmediyse, çevirme olmazsa, önümüzde bir kaza olmazsa, maazallah ya biz kaza yapmazsak… Yani böyle.
Varılacak yere daha kaç kilometre kaldığını merak ettim hep çocukken. Kaç saat kaldığı sorusundan çok kaç kilometre kaldığı sorusu daha çok ilgimi çekti. Zaman biriminden sevmedim cevabı, mesafe biriminden sevdim. Hesaplamayı kendim istedim. Tabeladan kendim okudum: “ANTALYA: 320”. Hız kadranına baktım sonra tırsak: 130 km. Tabelada 320 km yazıyordu demin. Yani ‘böyle’ gidersek 2 saatten fazla sürer. Kaçla gitmek lazım tam 2 saatte varmak için? 160’la gidersek oluyor.
Gaz pedalı köklenir. Kadran 160’ı görür. 160 eşiktir. Titreme artar. Rüzgârın sesi şiddetlenir. Adrenalin usulca yuvasından çıkar. 160 cesarettir. 160 esarettir. 160 fırsattır. 160’la gidebilme fırsatı… Her zaman kısmet olmaz. Fırsat; bilinmezi, tehlikeyi, riski göze almayı gerektirir. -Gidilen yol bilinmezlerle dolu bilmez misin a şoför?- 160. kilometre hataya davetiye çıkarmaktır, cezaya kucak açmaktır. -Radar’ın gözü kara benimki ondan kara- Kaza geliyorum fısıldar. –Daha güçlü fısıldasın müzikten duyulmuyor.
Fırsat ‘böyle’nin kısmetini kapatmamaktır. Daha ne kadar ‘böyle’ gitmek nasip olur? Böyle… 160 kilometre. Belki de hiç olmamalıdır? Ama olmuştur bir kere. Bir hatadır, bir kaderdir olmuştur. Hız unutulur. Yerini hıza duyulan vecde bırakır. 160 olur 170 olabilir 180 ne ara olduysa 190. Eşik atlanmıştır çoktan.
Ne kadar var daha? Zaman her zaman aldatır. Varana kadar ora’ya kimse tam bilemez ora’ya ne kadar var daha? Mesafe aldatmaz oysa. Ya da daha az aldatır. Mesafe hızın değişkenidir. Gittikçe azalır. Hızlı gittikçe daha hızlı azalır. Zaman da hızın değişkenidir ve aynı zamanda mesafeye bağımlıdır. Hız ise kendinden mesuldür, kendine emanet. Ne kadar var daha? Siktir et zamanı. 160’la gidilecek kadar yol var daha. İnşallah. Yol açıktır. Öyleyse sollama ne gereksizdir? 160 kilometre iyidir.