Şairler

1

 

Şair — uzaklardan getirir sözü.

Şairi — uzaklara götürür sözü.

 

Gezegenler, alametler, dolambaçlı

Mesellerin izinden… Evetle hayır arası

Ve hatta savrulup çan kulesinden koparır kancayı…

Zira yolu kuyrukluyıldızların –

 

Yoludur şairlerin. Dağılmış halkaları

Nedenselliğin — işte bağlantısı! Alın yukarı —

Çıldırırsınız! Şair tutulmalarını

Sezmez takvim sayfaları.

 

Kartları karıştırandır o,

Teraziyi ve sayacı yanıltan,

Okul sırasından soran soruyu,

Kant’ı altüst edip bırakan,

 

Bastillelerin taştan tabutunda

Bir ağaç güzelliğindedir.

Sırra kadem basan daima,

Hep gecikilen trendir…

Zira yolu kuyrukluyıldızların

 

Şairlerin yoludur: Yakar hiç ısıtmadan.

Büyütmez, koparır infilakı

Sen bir eğrisin yelesini savuran

Sezilmemiştir yolun takvimlerde!

 

8 Nisan 1923

 

 

ARİADNA [1]

1

 

Terk edilmek kazır insanı

Göğse — denizcilerin lacivert dövmesi!

Terk edilmek çevirir yönünü insanın

Yedi okyanusa… Güverteden savuran

Dokuzuncu dalga mı olmalı yoksa?

 

Feda edilmek satın alınmaktır

Pahalıya: Geceler ve geceler ve geceler

Boyunca yitirmek aklını! Ah, çan çalmaktır —

Feda edilmiş olmak! — Sürüp gitmek ve nam salmak

Kehanetlerin dudakları ve çanı olarak.

 

14 Nisan 1923

 

[1] Yunan mitolojisinde Kral Theseus’un terk ettiği nişanlısı.

 

 

OPHELİA’DAN HAMLET’E

 

Hamlet — sımsıkı gerilmiş kuşağıyla,

İnancını yitirmenin ve bilginin halesiyle,

Solgun — son atomuna kadar…

(Bin kaç yılında basılmış öyle?)

 

Küstahlığınız ve boşluğunuz tat vermiyor!

(Tavan arası ergen döküntüleri!)

Bir tür ağır kronik olarak siz

Yatmıştınız bir vakit bu göğüste!

 

Bakir! Kadın düşmanı! Abes

Cinleri seçmiş!.. Bir kez olsun

Düşündünüz mü — neydi kopardığınız

Küçücük tarhından deliliğin…

 

Güller mi?.. Ama onlar — şşşt! — Gelecektir!

Koparırız — yenileri yetişir! Bir kez olsun

İhanet etmiş midir güller? Sevenlere —

Bir kez olsun? — Seyrelmişler midir?

 

İşiniz bitince (verince kokunuzu!) boğulup gidersiniz…

—Hiç olmamış gibi! — Fakat erişince saati geliriz akla

Dere kroniğinde belirince siz

Hamlet — kuşağı sımsıkı gerilmiş…

 

28 Şubat 1923

 

 

Marina Tsvetayeva (8 Ekim 1892-31 Agustos 1941) Moskova’da doğdu. Sanat Tarihi profesörü olan babası Ivan Vladimiroviç Tsvetayeva, Moskova’nın en büyük sanat müzelerinden Puşkin Güzel Sanatlar Müzesi’nin kurucusuydu. Annesi Maria Aleksandrovna ise hayatını kitaplara ve müziğe adamış, yeteneğine rağmen babası izin vermediği için müzikte istediği kariyeri yapamamış bir piyanistti. Marina’nın çocukluğu, sahip olduğu tüm olanaklara rağmen, istedikleri kişilerle evlenememiş olan anne ve babasının aile hayatına yansıttığı mutsuzlukla geçti. 6 yaşından itibaren Almanca ve Fransızca şiirler yazmaya ve tüm vaktini piyano çalışarak geçirmeye başladı. Annesini 1906’da veremden kaybetti.

16 yaşındayken Sorbonne’da Eski Fransız Edebiyatı derslerini takip etmek üzere Paris’e gitti. 1910’da, yayımlanmasıyla Voloşin, Gumilyov ve Bryusov gibi dönemin önde gelen Rus şairlerinin ilgisini çeken “Akşam Albümü” isimli ilk şiir kitabını yayımladı.

Tsvetayeva’nın hayatı Rus tarihinin en fırtınalı yıllarında geçti. 1912’de Sergei Efron’la evlendi. Bu ilişkiden üç çocuğu oldu. İç Savaş döneminde uzun süre Efron’dan ayrı yaşamak zorunda kaldı. Osip Maldelştam ve Sofia Parnok’la ilişkileri oldu.

Moskova’da yaşanan kıtlık döneminde kızlarını devlet yetimhanesine yerleştirmek zorunda kaldı. Küçük kızı burada 1919’da açlıktan öldü. 1922’de ailesiyle önce Berlin’e, ardından Prag’a göç etti. 1925’te Paris’e yerleşti. Burada kızı, oğlu ve eşiyle yoksul bir hayat sürdü. Bu yıllarda Rilke ve Pasternak gibi şairlerle mektuplaşmaya başladı.

Tsvetayeva 1939’da Sovyetler Birliği’ne geri döndü. Kocası Efron ajan olduğu iddiasıyla 1941’de devlet tarafından öldürüldü. Tsvetayeva’nın sağ kalan kızı ise hayatının 8 yılını geçireceği bir çalışma kampına gönderildi. Alman ordusu Sovyetler Birligi’ne girdiğinde Tsvetayeva oğluyla beraber Tataristan’daki küçük Yelabuga kentine yerleştirildi ve 31 Ağustos 1941’de burada kendini asarak yaşamına son verdi.

Tsvetayeva’nın şiirinde alışılmış şiirsel formlardan taşan bir konuşma tonu duyulur. Geleneksel şiirin yapıları içinde özgün bir sözdizimiyle birlikte şiir cümleleri, dizeleri ve öbekleri aşar. Şair, şiirsel biçimlerin kalıplarında kalarak yer yer düzyazıya özgü bir ritim uygulamıştır.

160. Kilometre’nin yayın programında yer alan Tsvetayeva’nın “Rusya’dan Sonra” kitabı, Günay Çetao Kızılırmak’ın çevirisiyle yayımlanacaktır.

Share on FacebookTweet about this on TwitterPin on PinterestShare on Google+Share on LinkedInPrint this pageEmail this to someoneShare on Tumblr