kim bilir arkamdan neler şiiri
kim bilir neler neler ya
ağza alınmayacak şeyler falan
kulaktan kulağa
messengerdan whatsappa
ve duvardan duvara sıra
“offf çok sıkıldım..”lardan
bana gelene kadar bir kenarına
test kitabının bir köşesinde aklının
kimsenin ulaşamayacağı yerlerinde odanın
oyuncaklarının ve mastürbasyonların
arasında biriken defterlerde birbirlerine
sır kalan ne varsa süzüldün de geldin
kim bilir arkamdan daha neler
nelere vardım da
ağırdı ateşi ocağımın
külünü dumanına beğenirdim
sırrı çay demleyim mi abi derdi
kızardım
sırrı demezdi kızardım
of demezdi sırrı
bir daha kızardım
sırrı derdim efendim abi derdi
aklıma bir şey gelmezdi
sırrı sen yahudisin derdim
peki abi derdi kızardım hanefiyim dese
sunni derdim sunni dese kızardım
niye türk değil lan madem islamdı derdim
abi ben başından beri derdi kızardım
baştan sona kızardım kıpkırmızı
cevherimin bükülmeyen inadı kızardı
kızardım kendime bilmeden nedir
bu kızgınlığın aslı ağyarı
yani şimdi doğru mu şu ağlak fransız şarkıları olayı
dede mi bitişik,boşluk da mı yok allahım
paten binerken inciniyor ve kırılıyor asıksa suratım
daha önce kimsenin asılmadığı kadar asıldığı için suratım
asamıyor suratını asası geldikçe bir benzetmeye benzeyen suratını
boyamayı sevmiyor kendini süslemeyi sözlerimi
süslü buluyor sözlerim kadar kızgınlığımı hoş görüyor
çocuk olunca kutulara kaldırılacak bir tür uzay aracı gibi
nasıl olsa bitiremeyeceğim naylon bir maket
çok endişelenmiyor kızgınlığımdan kızmadığım sürece
duymuş ama izlememiş olmanın rahatlığıyla film seçiyor
iyi çekiyor gene de kahrımın fotoğraflarını
dizlerini çekiyor dizleri kayboluyor
sırtını yaslıyor sonra
sırtı yok artık
ellerimi tutsa elleri
bir ruloda inip çıkıyoruz artık
gülen surat smiley
sırrı sen küçükken sarışın mıydın lan
evet abi dese gülme tutardı beni hayır abi dese
ben fenomenolojik olarak mısırlıyım
gülme tutardı ikimizi gelen giden olmazdı arayan soran
kim bilir derdik arkamızdan neler çeviriyorlar
bizden evvel daha bize düşenden
henüz tanışmıyorken daha
neler sancırdı göğsüm
sırrı susardı ben daha susardım
boş defterlerinde biriken boş defterlerine
suratımı asardım öpüp öpüp
sarılırdım sarılacağım gelmişse
bir saklısı olmak istemezdim hiç bir güzelin
gözüne görünmeyecek kadar korkularının arasında
ve üzerine alınmayacağın sevişmelerin
işin gücün hısım akrabanın
borcun ve harcın
üzerine kalanlarını
üzerime alındıklarımla değil
hiç alınmayışınla karşından alınışımdan
susardım kim bilir daha neler gömüleceğim arkamdan
arkamdan daha neler cayır cayır kim bilir
kim bilir ben böyle ağır ağır akıp
kime bir mezar soğuyacağım
kim bilir de sırrıcım
bu masanın hali ne böyle amk.